Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü, 2025 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’ni yayımladı. Türkiye, medya özgürlüğüne dair karnesinde bu yıl da alarm veren bir tablo sergiledi. 180 ülke arasında 159’uncu sırada yer alan Türkiye, “çok ciddi ihlal” kategorisindeki yerini korurken, geçtiğimiz yıla kıyasla bir sıra daha geriledi.
RSF Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, endekste süregelen düşüşü “medyanın sistematik baskı altında olması” olarak değerlendirerek, “Artık yalnızca siyasi değil, ekonomik koşullar da basının bağımsızlığını tehdit ediyor” dedi. Önderoğlu, medya kuruluşlarının kamu ilan ve reklam politikaları yoluyla ayrımcılığa uğradığını, bağımsız yayın organlarının ise ağır para cezalarıyla hedef alındığını vurguladı.
MEDYADA EKONOMİK BAĞIMSIZLIK ALARMI
RSF raporuna göre dünya genelinde gazeteciliğin en büyük tehditlerinden biri ekonomik baskılar oldu. Kuruluşun Yayın Direktörü Anne Bocandé, “Ekonomik bağımsızlık olmadan özgür basın da mümkün değildir. Finansal zorluklar, gazeteciliğin kalitesini düşürüp, onu siyasi ya da ticari güç odaklarına bağımlı hale getiriyor” ifadelerini kullandı.
ABD başta olmak üzere birçok ülkede yerel medyanın hızla kapanmaya başladığına dikkat çekilen raporda, Türkiye’nin de ekonomik kıskaca alınan medya ortamında kırılganlaştığına yer verildi.
TÜRKİYE, 20 YILDA 60 SIRA GERİLEDİ
Türkiye, 2002 yılında 99’uncu sırada yer aldığı endekste, 2016 darbe girişimi sonrasında dramatik bir düşüş yaşamış ve 2023’te 165’inci sıraya kadar gerilemişti. 2025’te ise 159’uncu sırada yer alarak, hem politik hem ekonomik hem de yasal göstergelerde olumsuz tabloyu sürdürdü.
DEZENFORMASYONUN GÖLGESİNDE KÜRESEL GERİ GİDİŞ
Endeks, dünya genelinde dezenformasyonun yayılması, medya tekelleşmesi ve dijital platformların düzenlenmemesi nedeniyle özgür haber alma hakkının tehlike altında olduğunu ortaya koydu. RSF, medya sahipliğindeki yoğunlaşmanın editoryal bağımsızlık üzerinde ciddi bir tehdit oluşturduğunu, birçok ülkede hükümetlerin medya kuruluşlarını ekonomik araçlarla hizaya getirme çabasında olduğunu aktardı.
RSF’nin raporuna göre; 2025 itibarıyla dünya nüfusunun yarısından fazlası, basın özgürlüğünün ya tamamen kısıtlandığı ya da gazetecilik yapmanın tehlikeli olduğu ülkelerde yaşıyor.