Türkiye’nin ihracat taşımalarında süren daralma, lojistik sektörünü farklı alanlara yöneltti. Küresel lojistik devi DSV’nin Türkiye CEO’su Ozan Önder, Türkiye’deki büyümenin artık büyük ölçüde fabrika taşımacılığından geldiğini belirterek, “Para kazandığımız tek alan bu. Yalnızca bu yıl tekstilde 160 fabrika Mısır’a taşındı” dedi.
Önder’e göre, Türkiye’de üretim maliyetlerindeki artış, firmaları Mısır, Fas ve Tunus gibi düşük maliyetli ülkelere yöneltiyor. DSV Türkiye’nin yıl içinde 15’e yakın fabrika taşıma operasyonu gerçekleştirdiği, taşınan tesislerin yüzde 80’inin tekstil sektörüne ait olduğu bildirildi. Ekonomi gazetesinde yer alan habere göre, eğilim bununla sınırlı değil; mobilya ve diğer emek-yoğun sektörler de aynı rotayı izlemeye başladı.
“İNEGÖL’DE İŞÇİ BULUNAMIYOR, MISIR’DA 100 DOLARA OYMA USTASI VAR”
Mısır’daki düşük iş gücü maliyetlerinin belirleyici olduğunu söyleyen Önder, “Mısır’da 3 milyon nüfuslu bir şehir var, maaşlar 100 dolar civarında. İnegöl’de 1.700 dolara MDF kesecek, CNC operatörü bulamıyoruz. Mısır’da aynı işi 100 dolara yapan çok sayıda nitelikli işçi var” dedi.
DSV’nin proje departmanının bu taşınma operasyonlarını uçtan uca yönettiğini belirten Önder, “Sökme, taşıma, kurma dahil her adımı biz üstleniyoruz. 500 çalışanı olan büyük bir fabrikanın taşınma maliyeti 2–3 milyon dolar, bu süreçte yaklaşık 200 TIR kullanılıyor” bilgisini paylaştı.
MISIR–İTALYA HATTI AÇILDI, BANGLADEŞ YENİ ROTA
DSV Global, Türk tekstil üreticilerinin yatırımlarını desteklemek için Mısır–İtalya arasında yeni bir Ro-Ro hattı açtı. Önder, “Sadece tekstil değil, diğer emek yoğun sektörlerde de üretim hızla yurt dışına kayıyor. Bazı üreticiler üretiminin yüzde 85’ini Bangladeş’e taşıyor” dedi.
Önder, hava kargo taşımalarında da küçülme yaşandığını belirterek, “Ciroda hava taşımacılığının payı yüzde 40. Türkiye’de yüzde 11 pazar payımız var ve son 10 yıldır lideriz. Ancak yaş sebze-meyve taşımaları, don olayları nedeniyle azaldı” dedi.
Tüm zorluklara rağmen Türkiye’nin lojistikte bölgesel bir merkez olma potansiyelinin sürdüğünü vurgulayan Önder, “Türkiye’yi seviyoruz, yatırımlarımıza devam edeceğiz. Suriye ve Ukrayna yeniden açıldığında Türk lojistik sektörü büyük bir fırsat yakalayacak” ifadelerini kullandı.
DSV’nin Türkiye’de 250 bin metrekarelik deposu bulunuyor. Şirketin kısa süre önce Alman Schenker’i satın almasıyla bu kapasite 550 bin metrekareye çıktı. Önder, “Önümüzdeki 5 yılda yalnızca İstanbul’da 5 milyon metrekare yeni depo alanına ihtiyaç duyulacak” dedi.
YENİ KÜRESEL LOJİSTİK KRİZİ KAPIDA
Önder’e göre, küresel lojistik sektörü 2008’e benzer bir krize doğru gidiyor:
“Pandemi döneminde yapılan devasa yatırımlar nedeniyle filoya yeni gemiler girmeye devam ediyor. 2025 sonunda kapasite yüzde 100 artarken, küresel ticaret sadece yüzde 3 büyüyor. Bu da yeni bir arz-talep dengesizliği yaratacak.”
Karayolu taşımacılığında da tablo farklı değil. Önder, “Tüm TIR sahipleri zarar ediyor. Gemiler Husi saldırıları nedeniyle Ümit Burnu’nu dolaşıyor, transit süreler uzadı. Kızıldeniz yeniden açıldığında gemilerin yüzde 40’ı hurdaya çıkabilir” dedi.
UTİKAD: “EN BÜYÜK DARALMA TEKSTİLDE”
Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) yöneticileri, ihracat taşımalarındaki en büyük düşüşün tekstil sektöründe yaşandığını belirterek, “Fabrika taşınmaları hızla artıyor. Üretim kadar lojistik maliyetler de yükseliyor, bu da rekabet gücünü zayıflatıyor” değerlendirmesinde bulundu.
MISIR ÜRETİM İÇİN NEDEN CAZİP?
TIRPORT Kurucu Başkanı Dr. Akın Arslan, üretim maliyet farkının temel nedenlerini şöyle özetledi:
“Mısır 110 milyonluk genç nüfusu, düşük iş gücü maliyetleri ve ucuz yaşam koşullarıyla üretim için cazibe merkezi haline geldi. Maaşlar 100–180 dolar arasında, kiralar 35–60 dolar bandında. Enerji fiyatları Türkiye’nin dörtte biri, hammadde tedarikinde yüzde 30 avantaj var. Bu tablo, tekstil başta olmak üzere birçok sektörü Mısır’a yöneltiyor.”




















