Mısır’da darbe sonrası insan hakları ihlalleriyle tanınan Sisi yönetiminden kaçarak Türkiye’ye sığınan Mısırlı edebiyatçı ve eğitimci Muhammed Abdelhafız Abdalla'nın, hukuki süreci tamamlanmadan ve ciddi risklere rağmen Türkiye’den sınır dışı edildiği öğrenildi. Avukatları ve sivil toplum kuruluşları, Abdalla’nın Mısır’a ya da Mısır'la işbirliği olan bir ülkeye gönderilmesi halinde işkence ve ölüm tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu vurgularken, Göç İdaresi'nden konuyla ilgili henüz resmi bir açıklama gelmedi.
8 YILDIR TÜRKİYE’DE YAŞIYORDU
Mısır vatandaşı Muhammed Abdelhafız Abdalla'nın yakınları, Abdalla'nın yaklaşık sekiz yıldır Türkiye'de yasal olarak ikamet ettiğini, medya ve davet çalışmaları alanında faaliyet yürüttüğünü belirtti. Yurt dışı seyahatinden dönerken İstanbul Havalimanı’nda gözaltına alınan Abdalla'nın, hakkında bulunan “tehdit kodu” nedeniyle Türkiye’ye girişi engellendi ve sınır dışı işlemi başlatıldı.
“BİR BORALTAN VAKASI DAHA” TEPKİLERİ
Sınır dışı kararına yönelik tepkiler, siyaset ve sivil toplumdan da yükseldi. Gelecek Partisi Bursa Milletvekili Kani Torun, durumu "bir Boraltan köprüsü vakası"na benzeterek İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a tepki gösterdi. Burhan Kavuncu da yaşananların sadece memur ihmali olmadığını, siyasi iradenin de sorumlu olduğunu vurguladı:
"Bu cinayetin sorumlusu sadece Göç İdaresi memurları olamaz. Kalbinde ümmet ve kardeşlik sızısı duymayan siyasi irade asli sorumlu. Kimsenin yaptığı yanına kalmaz, buna imanımız tam"
HANGİ ÜLKEYE GÖNDERİLDİĞİ BİLİNMİYOR
Avukat Gülden Sönmez, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, günlerdir sınır dışı edilmemesi için çağrıda bulundukları müvekkillerinin gönderildiğini büyük bir üzüntüyle öğrendiklerini belirtti. Ancak Abdalla’nın hangi ülkeye gönderildiğine dair henüz bir bilgiye ulaşılamadı.
“Bu karar, hukukun temel ilkelerine ve uluslararası insan hakları normlarına açıkça aykırıdır. Türkiye, uluslararası sığınma hukukundan doğan yükümlülüklerini yerine getirmek zorundadır. Müşterimizin hem güvenliği hem de aile bütünlüğünün korunması önceliklidir. Çocukların üstün yararı gözetilmeden alınan bu karar kabul edilemez.” ifadelerini kullandı.
Sönmez, “Sınır dışı işleminin durdurulması ve Mohamed Abdelhafız’ın ailesine kavuşması için hukuki mücadelemiz kararlılıkla devam edecektir. İnsan hayatının ve hukukun üstünlüğü için gereken her türlü adımı atacağız.” diye ekledi.
“Ölümden ve işkenceden ülkemize sığınanlar Türk halkına emanettir” diyen Sönmez, hem Anayasa'nın hem de uluslararası hukuk kurallarının bu kişilerin korunmasını devlete emrettiğini hatırlattı. Avukatlar, Abdalla’nın ailesiyle yeniden buluşabilmesi ve güvenliğinin sağlanması için hukuki süreci takip edeceklerini ifade etti.
ÖNCEKİ VAKALAR ENDİŞE VERİYOR
2019 yılında benzer şekilde, Muhammed Abdulhafız Hüseyin isimli başka bir Mısırlı göçmen de Türkiye’den Mısır’a sınır dışı edilmiş, o günden beri kendisinden haber alınamamıştı. Yine yakın dönemde, Özbekistanlı İslam alimi Alisher Tursunov’un da kapalı kapılar ardında ülkesine gönderildiği iddia edilmişti. Bu vakalar, Türkiye’deki mülteci politikasına yönelik ciddi sorular doğuruyor.
MAZLUMDER: “HUKUKİ VE VİCDANİ YÜKÜMLÜLÜKLER İHLAL EDİLİYOR”
İnsan hakları örgütü MAZLUMDER, yaptığı açıklamada, "hiç kimsenin can ve mal güvenliğinin olmadığı bir ülkeye gönderilemeyeceği"ni hatırlatarak, Göç İdaresi’ni ulusal ve uluslararası yükümlülüklere uymaya çağırdı. Örgüt, Mısır’da muhaliflere yönelik yaygın işkence, yargısız infaz ve uzun süreli hapis uygulamalarının bilinen bir gerçek olduğunu vurguladı.
“SİSTEMATİK BİR SORUN VE POLİTİK İHMAL”
Hak savunucuları, Muhammed Abdalla'nın sınır dışı edilmesinin yalnızca bireysel bir trajedi olmadığını, aynı zamanda sistematik bir ihmalin ve insan haklarını yok sayan bir politik tutumun sonucu olduğunu belirtiyor. Uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış mülteci haklarının korunması, hukuki süreç tamamlanmadan kişilerin iade edilmemesi gerektiği bir kez daha hatırlatılıyor.
