AK Parti iktidarının ısrarla sürdürdüğü Kanal İstanbul projesi, İstanbul’un su güvenliği açısından ciddi kaygılar doğurmaya devam ediyor. Uzmanlar, proje kapsamında yürütülen inşa faaliyetlerinin Sazlıdere, Terkos ve Melen gibi şehrin temel su kaynaklarında kalıcı tahribata yol açabileceği uyarısında bulunuyor.
“SAZLIDERE DEVRE DIŞI KALIRSA YÜZBİNLER SUSUZ KALABİLİR”
T24'ün haberine göre, İSKİ Genel Müdür Yardımcısı Bülent Solmaz, Sazlıdere Barajı’nın proje nedeniyle işlevini yitirmesi halinde, yıllık 250 ila 700 bin kişinin içme suyu ihtiyacının doğrudan etkileneceğini açıkladı. Solmaz, “Böyle bir durumda kısa vadede çözüm mümkün değil. Yeni altyapı için en az 8-10 yıla ve birkaç milyar dolara ihtiyaç var,” dedi.
“YASAL SÜREÇ BİTMEDEN İNŞAAT YAPILIYOR”
Şehir plancısı Prof. Dr. Pelin Pınar Giritlioğlu ise hukuki süreç tamamlanmadan başlatılan inşa faaliyetlerinin, su havzalarında geri dönüşü olmayan tahribata neden olduğunu belirtti. Cumhuriyet gazetesine konuşan Giritlioğlu, “Bu bölgenin su havzası olmadığı iddiası gerçeği yansıtmıyor. Sosyal konut adı altında yapılan inşaatlar dahi bu bölgede hukuken mümkün değil,” ifadelerini kullandı.
TERKOS VE MELEN BARAJLARI DA RİSK ALTINDA
Prof. Giritlioğlu, İstanbul’un su temininde kritik rol oynayan diğer barajlar için de uyarıda bulundu. Özellikle Melen Barajı’ndaki yapısal çatlakların, su tutma kapasitesini ciddi şekilde sınırladığını söyleyen Giritlioğlu, “Bu durum devam ederse, önümüzdeki 2-3 yıl içinde İstanbul ciddi bir su kriziyle karşı karşıya kalabilir,” dedi.
Son iki haftada İstanbul’daki baraj doluluk oranlarının yüzde 62,09’dan yüzde 56,68’e gerilemesi, uzmanların uyarılarını destekleyen bir diğer gelişme oldu. Mevcut verilere göre İstanbul’un suyunun yüzde 23’ü Terkos, yüzde 8,28’i ise Sazlıdere Barajı’ndan sağlanıyor.
İMAMOĞLU: “BU PROJE HALK İÇİN DEĞİL, RANT İÇİN”
Kanal İstanbul’un yeniden gündeme gelmesi, tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun da tepkisini beraberinde getirdi. Cezaevinden gönderdiği mesajda İmamoğlu, “Sizin aklınızda İstanbul yok, millet yok, sadece beton ve rant var. Bu düzen değişecek, bir avuç insan değil, millet kazanacak,” ifadelerini kullandı.
19 MİLYARLIK SATIŞ GÖLGESİNDE TEPKİ BÜYÜYOR
Projeye yönelik tartışmalar, Kanal İstanbul güzergâhında geçtiğimiz haftalarda gerçekleştirilen ve toplam bedeli 19 milyar 403 milyon 670 bin TL’yi bulan arsa satışlarıyla daha da alevlendi. Uzmanlar, su krizine neden olabilecek bu ölçekli inşaat faaliyetlerinin kamu yararıyla bağdaşmadığını vurguluyor.
İstanbul’un su geleceği üzerindeki baskının artması, kent planlamasında çevresel etkiyi yeniden ön plana çıkaran tartışmaları da beraberinde getiriyor. Uzmanlar, Kanal İstanbul’un sadece bir ulaşım projesi değil, aynı zamanda bir ekolojik tehdit olduğunun altını çiziyor.