Nissan Motor'un 126. Olağan Genel Hissedarlar Toplantısı, yeni CEO Ivan Espinosa için adeta ateşten bir gömlekti. 24 Haziran'da Yokohama'daki merkezde 1.071 hissedarın katılımıyla 3 saat 6 dakika süren toplantıda, şirketin geleceği masaya yatırıldı. Espinosa, şirketi krizden çıkarmak için hazırladığı radikal planı savunurken, hem hissedarların sert eleştirilerine maruz kaldı hem de Nissan'ın geleceğine dair önemli ipuçları verdi.
RE:NISSAN: YENİ KURTULUŞ PLANI AÇIKLANDI
Toplantının en kritik anı, CEO Espinosa'nın "Re:Nissan" adını verdiği kapsamlı kurtarma planını açıklaması oldu. Bu plan, şirketin küçülerek yeniden kârlılığa dönmesini hedefleyen oldukça sert adımlar içeriyor:
-
Devasa İşten Çıkarma: 2024 ve 2027 yılları arasında dünya genelinde 20.000 çalışanın işine son verilecek. Bu rakam, şirketin toplam iş gücünün önemli bir bölümünü oluşturuyor.
-
Fabrikalar Kapanıyor: Küresel üretim ağı yeniden yapılandırılıyor. 17 olan araç üretim tesisi sayısı 10'a düşürülecek. Bu, 7 fabrikanın kapısına kilit vurulacağı anlamına geliyor.
-
500 Milyar Yen Tasarruf: Bu küçülme operasyonuyla 2026 mali yılına kadar 500 milyar yen (yaklaşık 3,5 milyar dolar) maliyet tasarrufu hedefleniyor.
-
Bu acı reçete, şirketin nakit akışını düzeltmek ve özellikle ABD tarifeleri gibi dış şoklara karşı daha dayanıklı hale gelmek için zorunlu bir adım olarak sunuldu.
-
TRUMP DARBESİ: 3 MİLYAR DOLAR ZARAR
ABD tarifeleri, Nissan'ın en büyük endişe kaynaklarından biri haline geldi. Şirket, mevcut mali yılda bu tarifelerin 450 milyar yen (3 milyar dolar) maliyetine mal olacağını öngörürken, Nisan-Haziran çeyreğinde bu maliyetin yaklaşık %30'unu azaltmayı hedefliyor.
2025 Mali Yılında küresel satışların %2,9 azalarak 3,3 milyon araca düşeceğini tahmin eden Nissan, 2026 yılında vadesi gelen 5,1 milyar dolarlık borç yükü ile de karşı karşıya.
YÖNETİMDE YENİ DÖNEM: RENAULT GİTTİ, BAĞIMSIZ ÜYELER GELDİ
Toplantının en tarihi kararlarından biri, yönetim kurulunun yeniden şekillenmesi oldu. Renault Başkanı Jean-Dominique Senard ve bir diğer Renault temsilcisi Pierre Fleuriot'nun ayrılmasıyla, Fransız ortağın Nissan yönetimindeki 25 yıllık doğrudan etkisi resmen sona erdi.
Onların yerine Credit Suisse ve Forvia gibi şirketlerde tecrübeli Valerie Landon ile varlık yönetimi devi Generali ve AXA'da üst düzey görevler yapmış Timothy Ryan gibi iki yeni bağımsız dış üye atandı. Yeni yönetim kurulunda CEO Ivan Espinosa ve Teknoloji Şefi (CTO) Eiichi Akashi de yer aldı. Bu değişimle 12 kişilik yönetim kurulundaki bağımsız üye sayısı 8'e yükselirken, kadın üye sayısı da 4 oldu.
YENİ CEO NEDEN TER DÖKTÜ?
Yeni CEO Ivan Espinosa, toplantı boyunca hissedarların yoğun ve çok yönlü eleştiri ateşi altında adeta ter döktü. Hissedarların öfkesinin temelinde, şirketin "felaket" olarak nitelendirilen mali performansı ve %37'yi aşan yıllık hisse senedi değer kaybı yatıyordu.
Bir hissedarın teklif gerekçesinde belirttiği üzere, Nissan'ın en önemli teknolojilerinden biri olan e-Power hibrit sisteminin karlı ABD pazarında sunulmamış olması, "insan eliyle yaratılmış bir felaket" olarak tanımlandı ve bu büyük stratejik hatanın sorumlularının hesap vermemesi sert bir dille eleştirildi.
Şirket rekor zarar açıklarken ve temettü ödemesi yapmazken, yönetici maaşlarının performansa yeterince güçlü bir şekilde bağlı olmaması ve eski CEO'yu atayan kurul üyelerinin görevde kalması, Espinosa'ya yöneltilen diğer can alıcı suçlamalardı.
NISSAN'IN GİZLİ PLANI: ARTIK ELEKTRİK ÜRETECEK!
Toplantı gündeminin derinliklerinde gizlenen ve çoğu kişinin gözünden kaçan bir detay, Nissan'ın geleceğe yönelik vizyonunu ortaya koydu. Şirket, ana sözleşmesine yeni bir madde ekleyerek faaliyet alanını genişletme kararı aldı. Bu yeni madde: "Elektrik enerjisi üretimi, tedariki ve satışı."
Bu, Nissan'ın sadece bir otomobil üreticisi olmaktan çıkıp, bazı rakipleri gibi bünyesine enerji şirketi kolunu ekleyeceği anlamına geliyor ve bu alanda atılan ilk adımı gösteriyor.
Elektrikli araç bataryalarını birer enerji depolama ünitesi olarak kullanarak şebekeye elektrik satma (V2G - Vehicle-to-Grid) gibi teknolojilere yatırım yapılabilir.
BU GELİŞMELER NE ANLAMA GELİYOR?
Nissan, kelimenin tam anlamıyla bir varoluş mücadelesi veriyor. "Re:Nissan" planı, şirketin hayatta kalmak için ne kadar acı verici kararlar alabildiğini gösteriyor. 20.000 kişinin işini kaybetmesi ve 7 fabrikanın kapanması, kısa vadede büyük sancılara neden olacak. Ancak yönetim, bu sert küçülmenin uzun vadede sağlıklı bir yapıya kavuşmak için tek yol olduğuna inanıyor.
Renault ile bağların koparılması, Nissan'a kendi kaderini çizme özgürlüğü tanıyor. Yeni ve daha bağımsız yönetim kurulu, geçmişin hatalarından ders alarak şirketi doğru rotaya sokmakla yükümlü. Elektrik üretimi ve satışı gibi bir alana girme kararı ise, Nissan'ın sadece bugünü kurtarmaya çalışmadığını, aynı zamanda mobilitenin geleceğinde kilit bir oyuncu olmak istediğini gösteriyor. Önümüzdeki iki yıl, Espinosa ve ekibinin bu cesur planı hayata geçirip geçiremeyeceğini gösterecek.
Espinosa'nın başarısı, sadece Nissan'ın geleceği için değil, Japon otomotiv endüstrisinin küresel rekabetteki konumu açısından da kritik önem taşıyor.
