Türkiye Barolar Birliği’nin çağrısıyla, Türkiye'nin dört bir yanından gelen baro başkanları ve temsilcileri, İstanbul Adliyesi önünde bir araya gelerek Çağlayan Adliyesi'nden İstanbul Barosu’na yürüyüş gerçekleştirdi.
İstanbul Barosu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, burada yaptığı konuşmada, savunmaya yönelik baskıların yalnızca avukatları değil, tüm yurttaşların temel hak ve özgürlüklerini tehdit ettiğini vurguladı.
Kaboğlu, “Savunma kendini savunmuyor, aslında Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün yurttaşlarını savunuyor. Cumhuriyetin temeli adalettir. Savunma, sav ve hükümle birlikte adaletin kurucu unsurudur. Eğer savunma tehlikedeyse, adalet de tehlikededir. Bu da Cumhuriyet’in tehlikede olduğu anlamına gelir” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin dört bir yanından gelen baro temsilcilerinin, 200 bin avukat adına İstanbul’da toplandığını belirten Kaboğlu, avukatlara yönelik saldırıların, adil yargılanma hakkı başta olmak üzere, sosyal adaleti ve çevreyi de hedef aldığını dile getirdi.
“PEHLİVAN’IN TUTUKLANMASI ANAYASA’YA AYKIRIDIR”
Avukat Mehmet Pehlivan’ın tutuklanmasına değinen Kaboğlu, “Son dönemde Anayasa’nın 19. maddesine aykırı biçimde yapılan gözaltı ve tutuklamalar, anayasa ihlalidir. Avukatlık Kanunu da açıkça çiğnenmiştir. Tutukluluk istisnadır, özgürlük esastır” dedi. Kaboğlu, yaşanan sürecin yalnızca bireysel değil, yapısal bir sorun olduğuna işaret ederek, benzer uygulamaların gazeteciler ve seçilmiş kişiler hakkında da sürdüğünü belirtti.
“200 BİN AVUKATLA ANAYASAL DÜZENİN YANINDAYIZ”
Baroların, anayasal düzenin güvencesi olduğunu vurgulayan Kaboğlu, “Biz barolar olarak 200 binin üzerindeki avukatla anayasal düzene, hukukun üstünlüğüne ve insan haklarına bağlıyız. Bizi hiçbir güç bu yoldan çeviremez” dedi. Anayasa’nın 138. maddesine işaret eden Kaboğlu, bağımsız vicdanıyla karar veren yargıçlara ve anayasaya bağlı savcılara güvendiklerini ifade etti. Kaboğlu, konuşmasını tüm kamu görevlilerine anayasal sınırlara sadık kalma çağrısıyla tamamladı.