MEYRALEM Haber Sitesi

Sayfa Adresi : https://www.meyralem.com/haber-detay/7463_ozel-den-kartalkaya-faciasi-tepkisi-bu-isin-pesini

GÜNDEM

Tümü

Özel’den Kartalkaya faciası tepkisi: Bu işin peşini bırakmayacağız

(2 Ay, 24 Gün önce) 87 İzlenme 0 Yorum
Son dakika haberi... CHP lideri Özgür Özel partisinin grup toplantısında konuşuyor. Özeli Bolu Kartalkaya'da bulunan Grand Kartal Otel'de meydana gelen ve 78 yurttaşın hayatını kaybettiği faciaya ilişkin konuşan Özel, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın 10 gün içinde sorumluların ortaya çıkacağına dair sözlerini hatırlattı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, konuşmasının başında geçtiğimiz hafta kalp kapakçığı operasyonu geçiren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye geçmiş olsun dileklerini ileterek şunları söyledi:

"Bütün haksızlıklara rağmen bu süreçte Sayın bahçeli ile ilgili olumsuz yaklaşımımız olmadı, olmayacak. Hastalık ve ölüm durumlarında hele hele sosyal medyadan olmadık eleştiriler yapılmamalı. Doğru hattı doğru yere koymalıyız."

Bolu Kartalkaya'da bulunan Grand Kartal Otel'de meydana gelen ve 78 yurttaşın hayatını kaybettiği faciaya ilişkin konuşan Özel, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın 10 gün içinde sorumluların ortaya çıkacağına dair sözlerini hatırlattı. Özel, şöyle devam etti:

"3 hafta oldu, tam 21 gün. 36'sı çocuk karne hediye diye gittikleri otelde öldüler, evlerine dönemediler. O gün yangın oldu, televizyonlar önce 3 sonra 10 dediler. 6 saat boyunca sadece 10 kişi hayatını kaybetti dediler. Sabah saatlerinde bize doğru rakama yakın rakamlar verildi. bütün Türkiye'ye 10 dendi. Niye? 78 kişini öldüğü yerde kongre mi yapılır? Ama acelesi var, Kürşad Zorlu'ya rozet takacak. Beyefendi rakamı rozeti takana kadar açıklatmadı. Şimdi de 23 Şubat'ı bekliyoruz hep beraber. O kongreden sonra bakanı değiştirecek. Biz bu işin peşini bırakmayacağız."

CHP Genel Başkanı Özgür Özel partisinin grup toplantısında konuşuyor.

Özel'in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

Bu sabah 6. Genel Başkanımız Sayın Deniz Baykal'ı Devlet Mezarlığı'nda, partimizin geçmişte Genel Başkanımızla çalışmış, genel başkanlarımızla, bakanlarımızla, milletvekillerimizle, yöneticilerimizle ve bugün bu görevlerde olan arkadaşlarımızla birlikte mezarı başında andık.

35 yaşında milletvekili 36 yaşında bakan, 40 yaşında Enerji Tabii Kaynaklar Bakanı iken madenleri anayasaya aykırı olarak işletilen özelleştirilmiş madenleri kamulaştıran uluslararası düzeyde bir cesaret gösteren genç bir siyasetçiyi bundan tam 15 yıl önce bugün beni telefonla arayıp adayımızın rahatsızlığından dolayı son gün "Görev sana düşüyor. İyi bir Cumhuriyet Halk Partilisin. Partinin bayrağını yerde bırakmamalısın." diyerek 2009'da belediye başkan adaylığına razı eden, tam bugün konuşmuştuk telefonla. Ertesi günü de yarın aday tanıtımı vardı. Koşup Manisa'ya gitmiştik.

O gün ona ilk önce direnirken "Olmaz, çok geç kalındı. Seçimi AK Parti kaybedecek ama kazanamayız. Partinin 2004 oyu yüzde 6" demiştim. O da dedi ki: "Bu seçim değil ama bir gün Manisa'yı kazanacaksın." Bugün mezarı başına yüzde 6'yla bana emanet ettiği Manisa'yı yüzde 60'la kazanmış bir genel başkan olarak gitmenin gururunu yaşıyorum.

Onun partisini, onun aday olarak girdiği seçimde birinci parti çıkan partisini 47 yıl sonra yeniden birinci parti yapmanın gururunu hep birlikte yaşıyoruz.

Hepimize emeği çok. Buradan bir kez daha rahmetle ve saygıyla anıyorum.

"AK PARTİ VE MHP GRUPLARINI DA ZİYARET EDECEĞİZ"

Hiçbir sorumluya hesap sormadan Turizm Bakanı'nın kongrede değiştirilmesini bekleyen bir yaklaşımla karşı karşıyayız. Şu kadarını söylüyorum: Biz bu işin peşini bırakmayacağız. Grup başkanvekillerimize ve tüm partilerin grup başkanvekillerine, grubu olmayan partilerin kıymetli yöneticilerine teşekkür ederim.

Bir kez daha bütün muhalefet, firesiz hatta bağımsız milletvekilleri katılıyorlar. 260'ı geçti rakam, soruşturma komisyonuna imza atan milletvekilleri.

Grubu bulunanların tamamı attı. Grubu bulunmayan milletvekilleri attı. Bağımsızlar atıyor. 260'ın üzerinde ilerliyoruz. 300'ü, 301'i bulursak Yüce Divan'a gidip gitmemesini Meclis soruşturacak. Savcı gibi istediği her belge gelecek Meclis'e.

Ama bizim 35-40 tane ettiği yemine sadık, torununun gözüne bakınca utanmayacak, evladına hesap verme kapasitesi olan, komşusundan utanacak, ilkokul öğretmeninden utanacak 40 milletvekiline ihtiyacımız var daha.

Bunun için AK Parti ve MHP gruplarını da ziyaret edeceğiz. Gerekirse bütün milletvekillerini teker teker ziyaret edeceğiz ve bu vicdani sorumluluğu hatırlatacağız. Ama bir şey hatırlatayım: Bu anayasa, yani her doğana değil, Erdoğan'a yapılan anayasa, yapıldığı günden bir gün öncesine kadar önceki beğenmedikleri anayasada bu rakam 55'ti.

55 milletvekili isterse Meclis her şeyi soruşturmak için bir komisyon önerilebiliyordu. O rakamı 301 yaptılar. Yarısından bir fazla. Meclis'ten vefat eden, Meclis'ten belediye başkanı olup ayrılan, istifa edip Meclis'i boşaltanlar bile hesaba katılacak, yarısından bir fazlası kadar imza bulacaksın. Biz muhalefet ulaşabildiğimiz yere kadar ulaşıyoruz."

“MESELEYE İDEOLOJİK YAKLAŞTIKLARI İÇİN HIRSLA VERGİ ALIYORLAR”

Bu hafta tekrar teklif edeceğiz, yine kaçacaklar. Çünkü konu hakkında yapılan bütün çalışmalar sahte içki ve metanol zehirlenmesiyle ölümlerin tamamının yoksullukta ve özellikle de içki fiyatlarına yapılan astronomik vergi uygulamasında olduğunu ortaya koyuyor. Hiç, eğri oturup doğru konuşalım. 70'lik rakı 361 lira, ÖTV ve KDV'siyle 960 lira

Devlet, devlet yüzde 100 liralık içkinin 62 lirasını vergi olarak alıyor. Başka miktar, başka marka, başka çeşit içkilerde daha yukarı çıkan rakamlar da var. Yüzde 75'i vergi olan rakamlar var. yüzde 62'sini vergi olarak alıyor.

Bu vergi ideolojik vergidir. Bu vergi yaşam, yaşam şekli tercihi vergisidir. Yaşam şekli tercihi vergisidir. Bu vergi içki içene ne olursa olsun onu öldürmeyi göze alarak içkiyi içilemez ya da içildiğinde başlı bir verginin ödendiği, o parayı da kendilerine göre taksim ettikleri bir tüketim malzemesi olarak görüyorlar.

Meseleye ideolojik yaklaştıkları için hırsla vergi alıyorlar. Kimden vergi alıyorlar? Ölülerden vergi alıyorlar. Pişman ailelerinden vergi alıyorlar. Ve böyle olunca insanlar kaçak alkole yöneliyor ve kimi kör oluyor, kimi sakat kalıyor, kimi de hayatını kaybediyor.

O yüzden 2006 yılına kadar, yani bunlar "Biz yaşam şekline karışmayacağız." deyip gelmişlerdi. İlk saldırı 2006'da başladı. 2006'dan bugüne ÖTV'ye yaptıkları zam yüzde kaç sizce? Yüzde 5443 zam yaptılar. 2006'dan bugüne. ÖTV vergisini 55 kat arttırdılar. 55 kat. Bu yüzden geçen sene ölen 500 vatandaşımızın, bu sene 3 haftada kaybettiğimiz 110 vatandaşımızın tamamının vebali boyunlarındadır. Meclis çatısı altında bu konuyu araştırmamak suçluyu, suçu peşinen kabul etmektir ve suçluluk psikolojisidir.

"DUYDUKLARIMIZDAN UTANDIK, GÖRDÜKLERİMİZDEN UTANDIK"

6 Şubat büyük depremin acılarını bir kez daha yaşadığımız bir yıl dönümüydü. İkinci yıl dönümünde Adıyaman'da, Kahramanmaraş'ta ve Hatay'da birer tam gün geçirdim. Bu salondaki bütün milletvekilleri, Meclis'te görevi olan 20 arkadaşımız hariç mutlaka bir konteynerdaydılar, bir çadırdaydılar, mutlaka sokaktaydılar.

Depremin olduğu saat ben Adıyaman'da o, o dakika duran saatin önündeydim, 4.24'te. Milletvekillerimizin her biri ayaktaydı, oradaydılar, 11 ildeydiler. Biz gittik, bir dokunduk, bin ah işittik. Duyduklarımızdan utandık, gördüklerimizden utandık.

Hep söylediğim bir durumu söyleyelim. Bununla övünen, hükümeti öven köşe yazarları var. Durum şu: Resmî devletin rakamları, "8 Şubat 2023'te, 1 yıl sonunda kimse sokakta kalmayacak. Kalıcı konutları teslim edeceğiz." dedi. Bir yılın sonunda %2.7'sini tuttu sözünün ama %1,5 farkla da seçimi kazanmıştı bu taahhütle.

Seçimin ikinci yılında 100 konutun 30'unu bitirdiğini söylüyor. Bununla övünüyor. Bunla onu öven köşe yazarları var. Demiyorlar ki sözünü tutamadı. O gün de belliydi tutamayacağı, bugün de belli ama o onu bir seçim vaadi, seçim yalanı olarak söylemişti. Erdoğan'ın verdiği rakamlara göre 100 depremzedenin 70'i ya çadırda ya konteynerda ya gurbette, yakınlarının, başkalarının yanında, başka şehirdeler. Ama durum göründüğünden de söylendiğinden de vahim.

Gittiğim konteynerda şunu söylüyor: "Bir, bize ev verecekmiş. Ben işsizim. İşsiz kaldım. O eve geçsem, o eve geçsem ₺800 aidatı var, elektriği, suyu var. Bu çocuklar ne yiyecek?" diyor. Bir başkası, "Ev çıktı diyorlar, önüme boş senet dayadılar. İmza atmadan anahtarı vermiyor." diyor. "Neyimle ödeyeceğim?" diyor. "Bu devletin önüme koyduğu boş senedine niye imza atayım?" diyor.

"O boş senedi" diyor, "o kişi alsa, benim imzamla alsa, götürse başına ne gelir?" diyor. Bir başkası, "Ev dökülüyor, bu halde geçilmez." dedi. Birçoğu da, "Biz zaten buradayız. Bize kimse ev mev demiyor." dedi. Bakın, "buradayız" deyince o gün AFAD'ın rakamları, depremden hemen sonra açıklanan, konteyner kentler bitince açıklanan rakam, "707.000 kişiyi konteynıra yerleştirdik." diye söylediler. Biz de katkı sağladık. Tüm belediyeler de, AFAD da. 707.000 kişi. Bugün, "395 konteyner kentte 649.000 kişi yaşıyor." diyorlar.

2 yıl sonunda 700.000 kişiden 58.000'i kurtulmuş konteynerdan, yüzde 10'un altında. Hani yüzde 30 konuta geçti? Konuta geçenler konuttan konuta mı taşınıyor? Kim geçiyor bu konutlara? Depremzedeler, "Vallahi yalan, billahi yalan." diyorlar.

"Konut yok. Olan 10 kişide birine denk geliyorsun, o da geçmemin imkânı yok." diyor. Hatay'daki rakam: 230.000 kişi konteynerda, resmî açıklama, 1,5 sene önce. Bugünkü açıklama: 218.000. 230'dan 18'e, 12.000 kişi. 100 kişiden 5'i konteynerdan eve gitmiş. O evlere kim yerleşmiş? Ben Erdoğan'a şunu söylüyorum: O da bir gün deprem bölgesine geldi. Benden bir gün sonra, Adıyaman'a. Sıcacık arabasıyla salona girdi. O sıcak salonda atamadıklarına kendini alkışlattırıp milletin zekâsıyla alay etti ve teker teker beşli çeteyi, onurunu çağırıp ellerine plaket verdi. Depremin yıl dönümündeki Erdoğan etkinliği budur.

Sayın Erdoğan, sokağa çık dedim, çıkmadın. Pazara gel dedim, gelmedin. Bu sefer seninle birlikte konteyner kentleri gezmeyi teklif ediyorum sana. Var mı cesaretin? Çık sıcak salondan, konteynıra gel bakalım. Kura çekelim. Rastgele. Varsa cesareti. Sokak sevmiyorsa salonda dursun. Teklif ediyorum. Önce 395 konteynerdan birinin adını çekeceksin. Ardından da o konteyner kentteki konteynerın numarasını çekeceksin.

Anadolu Ajansı ve diğer özel haber ajansları o konteynıra, o şehirdeki kamerasını yollayıp canlı yayına geçecek. Sen hatır sor konteynıra. Var mısın? Bu cesareti göster. Oradan çek kurayı, sıcak salondan hatır sor, buna da razıyım. Var mısın? Oturmuş buradan, gidiyor salonlara. Efendim, Erdoğan'dan deprem bölgesine ziyaret. Öyle mi olur ziyaret? Bir yandan da o gitmiyor ama gelenler var bu yana doğru. Geçmişte direnişlerine destek verdiğimiz Çayırhan Termik Santrali ve maden işletmesindeki madenciler, 2000-2020 yılları arasında özelleştirilen, hani altın yumurtlayan tavuğu kesmişiz. Bir mucize olmuş, tavuk canlandı, geri geldi.

20 yıllık süresi bitti. İşleten şirket parasına para katmış. Tavuk gelmiş, bizim kümese altın yumurtlamak istiyor. Erdoğan kışkışlıyor tavuğu, tekrar özelleştirmek istiyor. Öyle olunca, "Yapmayın." dediler. "4 yıldır biz burayı işletiyoruz. Gayet de iyi işletiyoruz. Özelleştirmeyin." dediler.

"Özelleştirmenin yaptığı kıyımı biliriz. Devlette kalsın, biz çalışalım, altın yumurta buraya yumurtlansın." dediler. Çünkü kömür bizden, santral bizden, her türlü ihtiyaç bizden. Kömüre alım garantisi, kömür başına belli bir rezerv garantisi, santralden çıkan elektriğe dolar bazında alım garantisi var. Üşüşmüşler. 8 firma mıydı? 18 firmaya teklif mektubunu almış.

Teklif mektubu veriyorlar. Şartnameyi almış. Çünkü Erdoğan bir tek bu altın yumurtlayan tavuğun üzerine fiyonklu bir hediye paketi yapmamış. Dört dörtlük birisine verecekler.

Son dakika haberinin detayları hazırlanıyor...

 


YORUMLAR

Yorum Yaz
Bu habere daha önce yorum yapan olmadı.
Şimdi ilk yorumu sen yaz.!
ARŞİV
GAZETE MANŞETLERİ
KARİKATÜR KÖŞESİ
ANKETLER
Aydın Büyükşehir Belediyesinin Çalışmalarından Memnun musunuz?
Bu ankete toplam 23 kişi katıldı.