Balıkesir'in Sındırgı ilçesinde meydana gelen 6,1 büyüklüğündeki deprem, İstanbul dahil Marmara Bölgesi'nde geniş bir alanda hissedildi. Depremin ardından Türkiye Afet Müdahale Planı devreye alınırken, bölgede artçı sarsıntılar devam ediyor. Uzmanlar, yaşanan depremin büyüklüğünü ve olası etkilerini değerlendirdi.
ENERJİSİ NAGAZAKİ ATOM BOMBASINA EŞ DEĞER
Depremi değerlendiren Prof. Dr. Okan Tüysüz, Sındırgı ve çevresinde son 10 günde 430 deprem yaşandığını belirterek, 6,1 büyüklüğündeki son sarsıntının 10 Ağustos'ta başlayan deprem etkinliğinin bir devamı olarak görüldüğünü ifade etti.
Tüysüz, depremle ilgili şu bilgileri paylaştı:
"Sındırgı depreminden sonra MTA'daki arkadaşlarımız ve diğer bazı öğretim üyeleri bölgede çalışmalar yaptılar. Yapılan çalışmalarda herhangi bir fay yüzeyde belirlenemedi. Bu da yer altındaki bir fayın kırılmış olma ihtimalini ortaya çıkarıyor."
Depremin sığ olması nedeniyle yüzeyde şiddetli hissedildiğini belirten Tüysüz, büyüklüğü anlatmak adına, "Bu depremin saldığı enerjinin neredeyse bir Nagazaki atom bombası kadar olduğunu söylemek mümkün, 20 bin ton dinamit patlamasına eşdeğer bir enerji salınımı var. O nedenle de geniş bir alanda hissedilmesi doğal. 10 Ağustos'tan sonra binalarda hasar var, sonraki 12 bin depremin hasarı var. Umuyorum ki, bu deprem hasarların artmasına neden olmaz" dedi. Tüysüz, bu etkinliğin uzunca bir süre devam edeceğini öngördüklerini ve hasarlı yapılara kesinlikle girilmemesi gerektiğini vurguladı.
BAŞKA DEPREMLERİ TETİKLEME KONUSUNDA VERİ YOK
NTV'nin haberine göre; Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şerif Barış ise depremin başka büyük depremleri tetikleyip tetiklemeyeceği konusunda eldeki verilerin yetersiz olduğunu belirtti. Barış, "Başka depremleri tetikleyeceğini söyleyecek ne veri var elimizde, tarihsel tekrarlama da yok" diyerek, bölgedeki diğer faylardaki gerilmeyi bilmeden insanlara bu konuda kesin bir şey söylemenin doğru olmadığını ifade etti.
Türkiye'de 7'den büyük deprem üretecek bazı bölgeler olduğunu söyleyen Barış, geleceğe dönük deprem olacak söylentilerinden uzak durulması gerektiğini, dünyada hiçbir kuruluşun depremin zamanını önceden bilecek yetkinliğe sahip olmadığını hatırlattı ve "O nedenle civardaki insanları da tedirgin edecek, 'büyük deprem bekliyorum' şeklindeki söylemler doğru değil" değerlendirmesinde bulundu.
ARTÇILAR DEVAM EDECEK, SAĞLAM BİNA VURGUSU
Prof. Dr. Şükrü Ersoy ise artçı sarsıntıların devam edeceğini ancak bunun paniğe neden olmaması gerektiğini ifade etti. Ersoy, "Deprem olmayan o süreçleri iyi değerlendirmek gerekiyor. Evimizin depreme dayanıklı mı dayanıksız mı olduğunu uzmanlara göstererek önceden bilmek gerekiyor. Eğer çürükse o binada yaşamamak gerekiyor. En güvenli yerler sağlam binaların içidir, sokaklar daha tehlikeli" uyarısını yaptı.
Yaşanan depremin güçlü bir deprem olduğunu belirten Ersoy, sabaha kadar sık, ondan sonraki günlerde ise ilk hafta boyunca depremlerin olacağını, bunun çok normal olduğunu söyledi. Ersoy, büyük depremlerde onlarca hidrojen bombası enerjisine eşdeğer muazzam enerjilerin açığa çıktığını vurgulayarak, "Bizim depremlerden tamamen uzak kalmamız mümkün değil, biz bir deprem ülkesiyiz. Dayanıklı şehirler yaptığımız zaman bize hiçbir şey olmayacak" dedi.




















