Muğla, yaşam alanlarını tehdit eden ve zeytinlikleri madencilik faaliyetlerine açılmasını öngören yasaya karşı "Haklarımızdan vazgeçmiyoruz, toprağımızı vermiyoruz" mitingine ev sahipliği yaptı. Türkiye genelinden gelen köylülerin yanı sıra CHP, DEM Parti, EMEP, TİP gibi siyasi partilerin temsilcileri, demokratik kitle örgütleri ve çevreciler mitinge katılım gösterdi. İkizköylüler ve yurttaşlar, topraklarına sahip çıkma kararlılığını bir kez daha gösterdi. Miting, kanun değişikliğine karşı siyasi ve sivil alanda yükselen tepkinin en büyük göstergelerinden biri oldu.
Toprağımızı Vermiyoruz Platformu'nun çağrısıyla düzenlenen bu büyük buluşmada, yasağın yol açacağı doğa katliamları ve çevresel tahribatlar ele alındı. Siyasi liderler ve kitle örgütü temsilcileri, yaptıkları konuşmalarda Anayasa ve hukuk çerçevesinde zeytinliklerin korunması gerektiği mesajını verdi. Konuşmalarda, kısa vadeli siyasi çıkarların yerine, ülkenin kamu yararının ve geleceğinin gözetilmesi gerektiği vurgulandı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, düzenlenen büyük mitinge katıldı. Özel, konuşmasında zeytinliklerin madencilik faaliyetlerine açılmasına olanak tanıyan yasa değişikliğine sert tepki gösterdi. "İktidar 23 yılda zeytine 11 kez meclis zemininde saldırdı" diyen Özel, mevcut yasal düzenlemenin kalması durumunda doğa katliamlarının artacağı uyarısında bulundu. Özel, zeytinliklerin korunması mücadelesinin, geleceğe sahip çıkma meselesi olduğunu vurguladı.
"TORUNLARIMIZ İÇİN SİZDEN ADALET BEKLİYORUZ"
CHP lideri Özgür Özel, mitingde yaptığı konuşmada iktidarın 23 yılda zeytine 11 kez meclis zemininde saldırdığını iddia etti. Özel, "Görünen sadece Akbelen'deki saldırı değil, tehlikeli maddelerle izin süreçlerinin hızlanacağı ve bundan sonraki süreçte bu kanun bu haliyle kalırsa doğa katliamlarının artacağını görüyoruz" diyerek endişelerini dile getirdi. Özel, konuşmasının sonunda Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) seslenerek şunları söyledi: "Sizden önce de vardı, sizden sonra da olacak. İnsanlara iş olur, aş olur. Böyle bir güzelliği çoğaltmamız gerekirken, iktidar 23 yılda zeytine 11 kez meclis zemininde saldırdı. Görünen sadece Akbelen'deki saldırı değil, tehlikeli maddelerle izin süreçlerinin hızlanacağı ve bundan sonraki süreçte bu kanun bu haliyle kalırsa doğa katliamlarının artacağını görüyoruz. Ellerini vicdanlarına koysunlar. AYM'ye çağrımızdır, torunlarımız için sizden adalet bekliyoruz. Birileri geleceğimize savaş açmış. Biz de bunun karşısında demokratik direnme hakkımızı kullanıyoruz. Biz kazanacağız. Halk kazanacak, zeytin ağaçları kazanacak. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!"
Özel, konuşmasının ardından mitinge katılan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan, TİP Sözcüsü Sera Kadıgil, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras ve TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap gibi siyasi temsilciler ile demokratik kitle örgütleri ve çevreciler ile bir araya geldi. Türkiye'nin 30 ilinden gelen köylülerin oluşturduğu platformun başlattığı bu demokratik direniş, siyasetin önemli isimlerini bir araya getirdi.
"TOPRAKLARINIZI BU HAİNLERE SATMAYIN"
Mitingde konuşan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, demokrasinin önemini vurguladı. Muğla'nın bir dünya mirası olduğunu belirten Aras, bu güzelliğin "bir avuç menfaatçi" tarafından yok edilmek istendiğini söyledi. Başkan Aras, zeytinin Anadolu topraklarının bekçisi olduğunu dile getirerek, "Bugün yapılanı Büyük İskender Anadolu'yu istila ederken yapmadı" dedi. Belediye Başkanı Ahmet Aras konuşmasında ayrıca şu ifadelere yer verdi: "Türkiye'nin her yerinde mücadeleyi verenlere minnetlerimizi sunuyoruz. Demokrasi yoksa hiçbir şeyi savunamayız. Toprağımızı ve geleceğimizi de savunamayız. Muğla her şeyiyle bir dünya mirası. Bu güzellik bazıları tarafından yok edilmek isteniyor. Antik çağlardan beri bu topraklar tarımla, kültür ve sanatla var oldu. Ancak Muğlamızın her köşesi talan edilmek isteniyor. Her yer bir avuç menfaatçinin gözlerini diktiği alan haline geldi. Bizler bir avuç rantçıya karşı milyonlarız, hep beraber direneceğiz. Zeytin Anadolu topraklarının bekçisidir. Bugün yapılanı Büyük İskender Anadolu'yu istila ederken yapmadı. Zeytine taşınabilir meta gözüyle bakılamaz. Bizim atalarımız zeytin dikerdi, bu hainler zeytin söken olarak tarihe geçecek. Buna alet olan muhtarlar var. Topraklarını bu hainlere satan köylüler var. Satmayın. Atalarınızın size bıraktığı, göz nuruyla diktiği zeytinliklerinizi, tarım alanlarınızı bu adamlara satmayın. Direnmelisiniz!"
"BU ÜLKE EMPERYALİST ÜLKELERİN OYUNCAĞI OLAMAZ"
TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap da, mücadelenin sadece toprak meselesi değil, sağlık meselesi olduğunu ifade etti. Azap, "Biz sadece toprağımıza, ağacımıza değil sağlığımıza da sahip çıkıyoruz" dedi. TTB Başkanı, kirli havanın her yıl 50 bin insanın erken ölmesine sebep olduğunu belirterek, madenlerin çıkarılmasının topluma katkısının sorgulanması gerektiğini dile getirdi. Prof. Dr. Alpay Azap, açıklamasına şu sözlerle devam etti: "Biz sadece toprağımıza, ağacımıza değil sağlığımıza da sahip çıkıyoruz. Bu ülke emperyalist ülkelerin oyuncağı olamaz. Bu ülkenin sahipsiz olmadığını onlara göstermek için buradayız. Ağaç, orman insanı sadece mutlu eden güzellikler değildir. Soframızdaki ekmeğimiz, geleceğimizdir. Biz aslında yaşama hakkımıza sahip çıkıyoruz. Yaşam hakkını ihlal eden hiçbir proje bizlerden önemli değildir. Bu yasa hükümsüzdür. Bu ülkede her 100 insanın 92'si kirli hava soluyor. Kirli hava her yıl 50 bin insanın erken ölmesine sebep oluyor. Bu madenlerin çıkarılmasının topluma katkısı nedir? Bizim ülkemizde neden yağma uygulanıyor? Sağlık tek başına hastaneyle olmaz. İnsanlar zehirli hava solurken sağlıktan bahsedilemez. Bu ülke, bu topraklar, bu insanlar bu yaşananları hak etmiyor. Bu yalnızca bir doğa meselesi değil. Ölüme karşı yaşamı savunma, emperyalist işgale karşı memleketi savunma meselesidir"
