Türkiye’de net asgari ücret 22 bin 104 TL seviyesinde kalırken, açlık sınırı 27 bin TL’yi aştı. Yoksulluk sınırı 88 bin TL’ye, bekâr bir çalışanın yaşam maliyeti ise 35 bin TL’ye ulaşmış durumda. Aradaki farklar, geçim sıkıntısının derinliğini ortaya koyarken, ücret politikaları üzerine yapılan tartışmaların kapsamı da genişliyor.
Asgari ücrete ilişkin sosyal medya hesabında grafik paylaşan Eski Merkez Bankası Başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara şu ifadeleri kullandı:
"An itibarıyla asgari ücret açlık sınırının %33 altında. Yıl sonunda asgari ücretin açlık sınırının %36 altına düşeceğini tahmin ediyorum."
"EKSİK PROGRAMLA ANALİZ YAPMAK ANLAMLI GELMİYOR BANA"
TÜSİAD’ın yayımladığı “Rekabet Gücü Endeksi” üzerinden gelen bir soruya yanıt veren Hakan Kara, Türkiye’nin mevcut ekonomik programında ücret artışlarını izole bir tartışma olarak görmenin eksik olduğunu savundu. Kara, şu değerlendirmede bulundu:
“Programı yeniden yazmayı öneririm. Eksik programla bu saatten sonra ücretler artsın artmasın gibi kısmi analiz yapmak anlamlı gelmiyor bana.”
Türk imalat sanayi firmalarının rekabet gücünün son dönemde ücretler nedeniyle azaldığını belirten TÜSİAD verilerine atıf yapan takipçisine yanıt veren Kara, parça parça analizlerin bir anlam ifade etmediğini söyledi.
GELİR-GIDA MAKASI DERİNLEŞİYOR
Hakan Kara’nın grafik paylaşımında, 2018’den itibaren asgari ücret ile açlık sınırı arasındaki fark gözlemleniyor. 2022 sonrası bu makas hızla açılırken, 2025 yılında açlık sınırının 27 bin TL’ye, asgari ücretin ise 22 bin TL’de sabit kalması bu farkın kalıcı hale geldiğini gösteriyor.