DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK), gözaltı kararlarını “iktidarın muhalefeti bastırmak için yargı dahil tüm aygıtları seferber etmesinin yeni bir adımı” olarak nitelendirdi. MYK açıklamasında, “Seçme ve seçilme hakkının sürekli tehdit altında tutulması, sadece siyasi partileri değil, toplumsal barış ve demokratik çözüm umudunu da hedef almaktadır. Halk iradesine yönelen her türlü müdahaleye karşı duruyor, tüm toplumsal kesimleri ortak mücadeleye çağırıyoruz” denildi.
DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan da sosyal medya üzerinden yaptıkları açıklamalarda, gözaltıların derhal sonlandırılması çağrısında bulundu. Hatimoğulları, "Seçilmişlere yapılan bu eziyetten vazgeçilmelidir" derken; Bakırhan ise “Demokratik değerlerin korunması ve toplumsal barışın tesisi için seçilmiş iradeye yönelik saldırılar son bulmalıdır” dedi.
AVRUPA’DAN SERT KINAMA
DW Türkçe'de yer alan habere göre, Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi Başkanı Marc Cools da gözaltılara ilişkin açıklamasında, “Bu yeni gözaltı dalgasıyla Türkiye’de muhalefet belediye başkanlarına yönelik bir tasfiye görüyorum. Bu durumu şiddetle kınıyorum. Gözaltına alınan tüm belediye başkanlarının ve yerel meclis üyelerinin derhal serbest bırakılmasını talep ediyorum” ifadelerini kullandı.
SOL Parti ise yaptığı açıklamada, “Bu yolla ülkemiz muhalefetsiz ve seçimsiz bir totaliterizme sürüklenmek isteniyor. Başaramayacaklar. Bu zorbalıklara karşı her alanda mücadele ve birliğimizi büyüteceğiz” dedi.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ise gözaltıların sadece üç belediye başkanına değil, onlara oy veren milyonlarca yurttaşa yapılmış bir saldırı olduğunu belirtti. KESK açıklamasında, “İktidar, seçimle kazanamadığı belediyeleri yargı sopasıyla susturmaya, halkın sesini kesmeye çalışıyor” denildi.