İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan iş insanı Hüseyin Köksal’ın makam şoförü Servet Yıldırım, yaklaşık iki ay arayla verdiği ifadelerle dikkat çekti. İlk ifadesinde suçlamalara ilişkin bilgisi olmadığını belirten Yıldırım, etkin pişmanlıktan faydalanmak istediğini söyleyerek ikinci ifadesinde ise İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanan avukatı Mehmet Pehlivan’ı suçladı. Yıldırım bu ifadesinin ardından tahliye edildi.
İLK İFADE: “BİR BİLGİM YOK”
15 Nisan 2025 tarihli ilk ifadesinde Servet Yıldırım, herhangi bir suçla ilişkisi bulunmadığını, para taşımasına aracılık etmediğini ve sadece şoförlük görevini yerine getirdiğini söyledi. Serbest bırakılmayı talep eden Yıldırım, o tarihte Av. Mehmet Pehlivan’a ilişkin herhangi bir beyanda bulunmadı.
İKİNCİ İFADE: “TEHDİTVARİ BİR KONUŞMA YAPTI”
Yaklaşık iki ay sonra, 2 Haziran 2025’te tekrar ifade veren Yıldırım bu kez bambaşka bir anlatı sundu. Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği ikinci ifadesinde, Av. Mehmet Pehlivan’ın kendisini ifadeye çağrılabileceği konusunda uyardığını ve “Senden dik durmanı istiyorum, bunu ailen ve çocukların için yapacaksın” diyerek tehditvari konuştuğunu öne sürdü.
Yıldırım ayrıca cezaevinde kaldığı süre boyunca bazı avukatlar tarafından ifade vermesinin engellendiğini, kendisine rızası dışında atanan avukatı değiştirmek istediğinde de bu talebin reddedildiğini söyledi. Bildiklerini “tüm çıplaklığıyla” aktardığını belirten Yıldırım, Hüseyin Köksal’ın yanında çalışmasının kendisini örgüt mensubu yapmadığını vurguladı.
PEHLİVAN’IN TUTUKLAMA GEREKÇESİ: “BASKI VE YÖNLENDİRME”
Yıldırım’ın ikinci ifadesi, Pehlivan’ın tutuklanmasına gerekçe olarak gösterilen sevk yazısında yer aldı. Yazıya göre Pehlivan’ın, tutuklu şüphelilere baskı yaptığı, kontrolündeki bazı avukatları cezaevlerine yönlendirerek susmaları yönünde telkinde bulunmalarını sağladığı öne sürüldü.
PEHLİVAN’DAN SERT YANIT: “TEHDİT DEĞİL, İFTİRA”
Tutuklanan avukat Mehmet Pehlivan, sorgusunda iddiaları reddetti. Yıldırım’ın bahsettiği görüşmenin hiç gerçekleşmediğini savunan Pehlivan, “Tehditvari” ifadesinin Ceza Hukuku’nda hiçbir somut karşılığı olmadığını vurguladı. Avukatlık pratiğinin tehdit değil, hukuk, hakikat ve mücadele üzerine kurulu olduğunu belirten Pehlivan, “Bu tür iftiralar, savunma makamına yöneltilmiş sistematik bir hedef göstermeye dönüşmüştür” dedi.
SHAKESPEARE GÖNDERMESİ: “BÜTÜN AVUKATLARI ÖLDÜRELİM”
Pehlivan’ın avukatı Hasan Fehmi Demir ise mahkemede yaptığı savunmada Shakespeare’in meşhur sözlerine atıfla konuştu:
“17. yüzyılda bir oyunda diktatör danışmanına sorar: Bu ülkeyi nasıl yöneteceğiz? Danışmanı yanıtlar: Bütün avukatları öldürelim. Görünen o ki, iktidarların savunmaya bakışı asırlardır pek değişmemiş.”
Demir, soruşturma kapsamında onlarca kişinin ifadeye çağrıldığını ve somut delil ortaya koyulamadan etkin pişmanlık mekanizmasının suistimal edildiğini öne sürdü.
“SAVCILIĞIN HAYALİNDEKİ AVUKATLAR KONUŞMAZ, DOSYA TAKİP ETMEZ”
Bir diğer avukat Tora Pekin ise, savcılığın avukatlık faaliyetini suç olarak gösterdiğini belirterek tepki gösterdi:
“Savcılığın zihninde yarattığı hayal dünyasında avukatlar ne dosya takip eder ne müvekkilinin menfaatini gözetir. O dünyada avukatların dosyası bomboş olmalı. Ama gerçeklik öyle değil.”
İMAMOĞLU: “İFTİRALARA BOYUN EĞMEYİN”
İmamoğlu ise avukatının tutuklanmasının ardından X hesabından yaptığı açıklamada destek mesajı verdi. Mesajında, “Gerekirse önünüze konulan iftiranameleri imzalayın. Hiçbirinizin çocuğunun geleceği benim özgürlüğümden daha kıymetli değil” ifadelerine yer verdi.