Kamuoyunda "Sur Cinayeti" olarak bilinen ve Ayşenur Halil ile İkbal Uzuner’in yaşamını yitirdiği çifte cinayetle ilgili yürütülen soruşturmada İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, şüpheli Semih Çelik’in hayatını kaybetmesi nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına hükmetti. Ancak Halil ailesi karara itiraz ederek soruşturmanın eksik ve yüzeysel yürütüldüğünü savundu.
AİLEDEN "ETKİN SORUŞTURMA" TALEBİ
Sabah'ın haberine göre, Ayşenur Halil’in ailesinin avukatı Betül Zağlı Topal tarafından İstanbul Sulh Ceza Hakimliğine sunulan itiraz dilekçesinde, olayın ardından yürütülen adli sürecin yeterli derinlikte olmadığı belirtildi. Dilekçede, cinayetin işlendiği tarihte Semih Çelik’in bilgisayarındaki verilerin suç öncesinde silindiği, bu durumun ise olayın planlı işlendiğine işaret ettiği ifade edildi.
DİJİTAL DELİLLERE ULAŞILAMADI
Ailenin itirazında, genç kızın cep telefonunun hâlâ bulunamadığı ve şifresinin çözülememesi nedeniyle içerdiği olası kritik bilgilerin ortaya çıkarılamadığı vurgulandı. Olay yerinde Semih Çelik’in cep telefonunun da bulunamadığı belirtilirken, şüphelinin olay günü telefonla görüşme yaptığının tespit edildiği kaydedildi.
"ÜÇÜNCÜ ŞAHISLAR ARAŞTIRILMADI" ELEŞTİRİSİ
Dilekçede, olayla bağlantılı olabilecek üçüncü kişilere yönelik bir soruşturma yürütülmediği ve delillerin Bilgi Teknolojileri Kurumu (BTK) kayıtlarıyla desteklenmediği öne sürüldü. Kamera kayıtlarının kapsamlı şekilde analiz edilip edilmediği ise belirsizliğini koruyor.
"SÜRECE ŞEFFAFLIK VE DERİNLİK GEREKİYOR"
Avukat Topal, soruşturmanın yalnızca şüphelinin ölümüyle kapatılmasının kabul edilemeyeceğini belirterek, dosyada önemli boşlukların bulunduğunu ve soruşturmanın etkin bir şekilde sürdürülmesi gerektiğini vurguladı.