İsrail’in Batı Şeria’da inşa ettiği yeni tel örgü duvar, Ramallah’ın kuzeyindeki Sincil beldesini dış dünyadan kopararak adeta bir açık hava hapishanesine dönüştürdü. 6 metre yüksekliğinde ve 1500 metre uzunluğundaki duvar, yaklaşık 6 bin Filistinlinin yaşadığı kasabayı çevreliyor ve beldeyi tarım arazilerinden izole ediyor. İsrail’in "güvenlik" gerekçesiyle inşa ettiğini savunduğu duvar, yerel halk ve insan hakları savunucuları tarafından apartheid politikalarının yeni bir boyutu olarak değerlendiriliyor.
DUVAR, SİNCİL’İN GEÇİM KAYNAĞINI KESTİ
Tel örgü duvar, Nablus ile Ramallah’ı birbirine bağlayan ve İsrailli yerleşimcilerin yoğun şekilde kullandığı 60 numaralı kara yolu boyunca inşa ediliyor. Sincil, uluslararası hukuka göre yasa dışı olan Şilo ve Ma’ale Levona adlı Yahudi yerleşim birimleriyle çevrili durumda.
Belde halkı, duvarın inşasıyla birlikte yaklaşık 8 bin dönüm tarım arazisine erişimini kaybetti. Kasabaya giriş-çıkış artık yalnızca İsrail askerlerinin kontrol ettiği demir kapılar aracılığıyla mümkün olabiliyor. Yerleşim karşıtı aktivist Ayid Gafari, “Bugün İsrail ordusu ile yerleşimcilerin iş birliği içinde hareket ettiğini görüyoruz. Bu bir apartheid duvarıdır, halkı kuşatıyor ve göçe zorluyor” dedi.
Gafari ayrıca, 1500 metrelik duvarın birçok yan yolu kapattığını ve kasabanın fiziksel olarak kuşatıldığını belirterek, “Sincil büyük bir hapishaneye dönüştü. Duvarla birlikte 30 dönüm arazimiz tahrip edildi, topraklarımızın yüzde 70’i arkamızda kaldı” ifadelerini kullandı.
FİLİSTİNLİ ÇİFTÇİLER ZOR DURUMDA
Çiftçi Velid Fukaha (33), günlük yaşamın içinden gelen bir tanıklıkla durumun ciddiyetini gözler önüne seriyor: “Eskiden tarlama birkaç dakikada ulaşıyordum, şimdi yarım saatten fazla sürüyor. Giriş çıkışımız bir askerin keyfine bağlı.”
Fukaha ayrıca, İsrailli yerleşimcilerin kendilerine ait hayvanları alıkoyduğunu, tarım arazilerini tahrip ettiğini belirtiyor. “Bu duvarın amacı, bizi topraklarımızdan vazgeçmeye zorlayarak yerleşimcilere yeni alan açmak. Ne yapacağımızı bilmiyoruz.”
“GÜVENLİK DEĞİL, BOĞMA DUVARI”
Kasaba sakinlerinden Um Muhammed Fukaha da yalnızca bir çıkışın açık bırakıldığını, onun da asker denetiminde olduğunu ifade ederek, “Güvenlik bahanesiyle bizi boğuyorlar. Bu toprak bizim, asla terk etmeyeceğiz” dedi. Kısa süre önce bir yerleşimcinin topraklarına girerek kendisini ezmeye çalıştığını anlatan Fukaha, “Bu topraklarda bir Filistinli görmek istemiyorlar” diye konuştu.
SALDIRILAR ARTIYOR: BİR AYDA 1693 EYLEM
Sincil’deki fiziksel kuşatmanın yanı sıra, yerleşimciler ve İsrail askerleri tarafından gerçekleştirilen saldırılar da artıyor. Filistin Kurtuluş Örgütü’ne (FKÖ) bağlı Ayrım Duvarı ve Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyi’nin verilerine göre, yalnızca Nisan ayında Filistinlilere yönelik 1693 saldırı kayıtlara geçti. Bunların 341’i doğrudan yerleşimciler tarafından gerçekleştirilirken, eylemler arasında silahlı baskınlar, infazlar, ağaç sökme, tarla ve hayvanlara el koyma, yolların kapatılması gibi çok sayıda hak ihlali yer aldı.
Nisan ayında Sincil’de bazı evler ve araçlar kundaklandı; bir Filistinli feci şekilde dövülerek öldürüldü.
