Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP), İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutukluluğuna ve hakkında istenen hapis cezasına karşı her hafta düzenlediği ‘Millet İradesine Sahip Çıkıyor’ mitinglerinin 73'üncü adresi Güngören oldu.
Mitingde konuşmasını yapmak üzere sözü alan CHP lideri Özgür Özel'in açıklamalarından satır başları şöyle:
"Emeğin alın terinin güzel ilçesi Güngören’deyiz. 8 kez kaybettik ama Güngören’e küsmedik, hatayı kendimizde aradık. O Güngören 5 yıllık hizmeti gördükten sonra son seçimlerde Ekrem Başkan'a yüzde 44 oy verdi.
Sanıyorlar ki zulmederiz geri dururlar. Ne mücadeleden ne hizmetten geri durmadık, durmayacağız.
Hafta sonu kurultayımızı yaptık. Oybirliği ile programımızı yeniledik. Beni yeniden göreve getirdikleri için teşekkür ediyorum.
Tüm sorunları halk için çözeceğiz. Türkiye'ye de eşitliği ve adaleti getireceğiz.
Biliyorsunuz AKP geldiğinde, Erdoğan Cumhurbaşkanlığı sistemini istediğinde 'daha hızlı yöneteceğiz' demişti. 'Şirket yönetir gibi yöneteceğiz' demişti. Dediğini yaptı. Bir şirket kurdu, o şirketin başına geçti, şirket yönetir gibi yönetiyor. O şirketin ismi 'KADAŞ'. Kara düzenin şirketi. Torpillilerin yükseldiği, adaletin asla kendine yer bulamadığı şirket. AK Parti'nin kara düzeninde İstanbul'da kiralar yüzde 40 artmış.
Öyle bir noktadayız ki, devlet memurları 18 bin lira emekli ikramiyesi alıyordu, İstanbul'da evler 15 bin liraydı. Emsal ev şimdi 5 milyon lira oldu. Başını bir eve sokmanın hayal bile edilemediği bir ülke olduk. Bir bütçe geçirdiler bütçeden. Ne asgari ücretlinin yüzüne bakan var, ne emeklinin. Bir de çıkmış Erdoğan diyor ki, 'Türkiye alan elden veren ele dönüştü'. Soruyorum, altın hesabı şaşar mı? Şaşmaz.
Asgari ücret 7 çeyrek alıyordu, şimdi 2 çeyrek alıyor. Çiftçi bir kilo buğday satıp bir litre mazot alıyordu.
İşte AK Parti'nin kara düzeni bu şekilde işliyor. Aldığı el belli ama kime veriyor? Bu sene zenginlerden vazgeçilecek vergi 768 milyar.
Atamamıyor öğretmenleri, atadıklarına da para vermiyor. Bu kadar adaletsizliğe isyan ediyoruz birlikte. Polisle öğrencileri karşı karşıya getiriyorlar ya biz seçim gecesi polisle öğrencileri halay çektireceğiz.
Öğrenci kurtulmadan polis kurtulmaz, çiftçi kurtulmadan esnaf kurtulmaz, Türkler kurtulmadan Kürtler, Aleviler kurtulmadan Sünniler kurtulmaz. O yüzden hep diyoruz, 'Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!'




















